Beyin Damar Hastalıkları

İnme; beyne giden kan ve oksijenin ani olarak kesilmesi ya da azalması sonucu oluşur. Kan ve oksijen, beynimiz için hayatî öneme sahiptir. Beyin yeterince kan ve oksijen alamazsa, beyin hücreleri ölmeye ve vücut fonksiyonları işlevini yerine getirememeye başlar. Bu hasarın önlenmesi ve inmenin tedavi edilebilmesi için ise acil müdahale şarttır. İnme, altında yatan nedenlere ve hangi aşamada müdahale edildiğine bağlı olarak tedavi edilebilir. İnme tedavisi işleminde cerrahi ya da girişimsel tedaviler veya -pıhtının kaynağına göre- ilaç tedavileri uygulanabilir. Yazımızın devamında hem inmenin nedenleri hem de inme tedavisi hakkında daha fazla bilgiye yer vereceğiz.

İnme Çeşitleri Nelerdir?

İnme; özellikle 60’lı yaşlardan sonra sık görülen bir durumdur. Yaşanan bu fiziksel durumu bir “beyin krizi” olarak da nitelendirebiliriz. Beyne giden kan ve oksijenin ani bir şekilde kesilmesi sonucu inme oluşur. Bu akımın kesilmesi ise farklı nedenlere bağlı oluşabilir. Bu nedenler ise inmeyi iki gruba ayırmamızı sağlar.

  1. İskemik İnme: İnme olgularının büyük bir çoğunluğu (yaklaşık %85’i) iskemik inmedir. İskemik inmenin nedeni damarlar içerisinde kan pıhtısı, yağ ve plak oluşumudur.
  2. Kanayıcı İnme: Beyindeki kan damarlarında sızıntı olması durumunda oluşur. İskemik inmeye göre daha az rastlanan inme türüdür. Ancak ölüme neden olan inme olgularının azımsanmayacak bir kısmını kanayıcı inme oluşturur.

İnme Belirtileri Nelerdir?

İnme belirtileri aniden ortaya çıkar. Bu nedenle kişinin hayatını bir anda riske atan, ciddi bir durumdur. İnmenin tedavi edilebilmesi için belirtiler ortaya çıktıktan sonra, en kısa sürede, acil tedavi edilmesi gerekir. İnme belirtileri:

  • Kol ve bacaklarda uyuşma, güçsüzlük
  • Özellikle vücudun tek tarafında ani gelişen uyuşukluk ve güçsüzlük, konuşma ve anlama bozukluğu
  • Yüzde meydana gelen asimetri (yüz felci)
  • Gözlerin birinde ya da her ikisinde aniden oluşan görme kaybı
  • Herhangi bir nedene bağlı olmayan, aniden ortaya çıkan baş ağrısı
  • Yürüme güçlüğü, sersemlik ve baygınlık.

İnmenin Nedenleri Nelerdir?

Kan basıncının yüksek olması (yüksek tansiyon), yüksek kan şekeri ve kolesterol seviyesinin yanı sıra sigara içmek inmenin başlıca nedenlerindendir. İnme görülen hastaların neredeyse üçte ikisinde bu risk faktöründen birine rastlanır. Bu nedenle inmeyi önlemede yaşam tarzındaki değişikliklerin önemi büyüktür. İnme;

  • Yüksek tansiyon
  • Şeker hastalığı
  • Kolesterol
  • Atriyal fibrilasyon (Bir çeşit kalp ritim bozukluğu)
  • Sigara
  • Hareketsiz yaşam tarzı
  • Sağlıksız beslenme alışkanlıklarına bağlı olarak ortaya çıkabilir.

Yaşın da inme için bir risk faktörü olduğu bilinmektedir. Özellikle 60 yaşından sonra, inme riski iki katına çıkmaktadır. İnme, erkeklerde de kadınlara oranla daha sık görülen bir durumdur.

İnme Tedavisi Nasıl Yapılır?

İnmenin tedavisinde acil müdahale hayat kurtarıcıdır. Çünkü inme anında beyinde yaşanan kriz, zaman geçtikçe kalıcı hasarlara neden olur. Beyin hücrelerinin hızlı bir şekilde ölmesine bağlı olarak, vücuttaki birçok hayatî fonksiyon olumsuz etkilenir. Ancak erken müdahale ile inmenin türüne de bağlı olarak- kalıcı hasarı önlemek mümkündür.

İnme Tedavisinde Kullanılan Yöntemler Nelerdir?

Toplardamar içi pıhtı eritici ilaçlar (tromboliz): İnme belirtileri başladıktan sonra, en kısa sürede yapılması gereken tedavidir. Pıhtıdan kaynaklanan inme olgularının büyük bir kısmında kan akışının etkin bir şekilde normale dönmesi sağlanır. İnme başladıktan sonraki 4,5 saatlik süreçte yapılması idealdir. Bu süre daha uzunsa, alternatif tedavi yöntemleri tercih edilir.

Anjiyografik pıhtı çıkarma tedavisi (trombektomi): Tromboliz tedavisi, pıhtıya bağlı oluşan inme vakalarının birçoğunda etkilidir. Ancak pıhtı beyni besleyen ana damarlarda ise tromboliz yeterli olmaz. Bu durumda anjiyo yöntemi ile pıhtının çıkarılması gerekebilir.

Pıhtının ilaçla tedavisi: “Antiplatelet” ve “antikoagülan” ilaçlar sayesinde pıhtı oluşumu engellenebilir ya da oluşmuş pıhtıların büyümesi durdurulabilir. Özellikle tekrarlayabilecek yeni bir inmeyi engellemek için ilaç tedavisi tercih edilebilir.

Cerrahi tedavi: Şah damarlarında darlık ya da tıkanma söz konusu ise cerrahi ile pıhtı tedavisi yapılabilir.

Anjiyoplasti ve stentleme tedavisi: Özel kateterler kullanılarak, kasıktan beyne ulaşılır ve daralmış damarların genişletilmesi sağlanabilir. Bu işlemler “girişimsel inme tedavisi” olarak da bilinmektedir.

Felç Tedavisi

İnme, ani gelişen bir durum olduğu için tedavinin doğru planlanması önemlidir. İnme anında kısa sürede, doğru kararı verebilmek ve tekrarlayabilecek inmeleri engellemek, nöroloji alanında deneyim gerektirir. Bu nedenle yukarıda sıraladığımız tedavilerin doğru bir şekilde değerlendirilmesi ve hastanın yaşına, genel sağlık durumuna uygun ideal kararın verilmesi önemlidir.

• Baş ağrısı tipleri (Migren, gerilim tipi baş ağrısı, küme baş ağrısı vb.)

• Baş dönmesi (Vertigo vb.)

• Unutkanlık ve unutkanlığa neden olan rahatsızlıklar (Demans, Alzheimer vb.)

• İnme (Felç)

• Parkinson hastalığı

• Afazi

• Epilepsi (Sara)

• MS (Multiple Skleroz)

• ALS (Amyotrofik Lateral Skleroz)

• MG (Myastenia Gravis)

• Hareket Bozuklukları

• Uyku Bozuklukları

• Kas Hastalıkları (Myopati, distrofi vb.)

• Polinöropatiler

• Demiyelinizan Hastalıklar

• Beyin ve omurilik iltihaplanmaları

• Serebrovasküler Hastalıklar (Beyin damar hastalıkları)

• Tremor (Titreme, el titremesi vs.)

• Uyku Apnesi

• EEG: Beyinde var olan elektriksel aktivitenin ölçümü için yapılan EEG (elektroensefalografi), epilepsi başta olmak üzere uyku bozuklukları, bilinç bozukluğu, pek çok kas ve sinir hastalıklarında uygulanır. Kafanın yüzeyine yerleştirilen elektrotlarla beyin faaliyetlerinin ölçümü yapılır.

• EMG: Elektromiyografi olarak da bilinen EMG, sinirler ile sinirlerin ve sinirler ile kasların arasındaki elektriksel aktivitenin ölçüldüğü ve fonksiyonlarının değerlendirildiği bir teşhis yöntemidir. Bel ve boyun fıtıkları, polinöropati, tuzak nöropatilerin yanı sıra ALS gibi motor nöron hastalıkların tanısı için de kullanılır.

• Polisomnografi: Uyku tetkiki olarak da bilinen polisomnografi, uyku bozukluklarının tanısı amacıyla uygulanır. Beyin dalgalarının yanı sıra göz hareketleri, solunum faaliyeti, kas aktivitesi ve kanda bulunan oksijen miktarının ölçüldüğü polisomnografi, uyku laboratuvarında yapılan inceleme yöntemidir.

• Uyarılmış Potansiyeller: Somatosensoriyel Uyarılmış Potansiyel (SEP), Vizüel Uyarılmış Potansiyel (VEP) ve İşitsel Uyarılmış Potansiyel (BAEP) adı verilen testler aracılığıyla vücudun belirli bölgelerinden verilen elektrik akımına karşın sinir sisteminin verdiği yanıtın ölçümü yapılır.

Nöroloji bölümünü ilgilendiren hastalıklar oldukça geniş bir yelpazede yer alır. Sıklıkla görülen nörolojik hastalıklara bağlı olarak ortaya çıkan belirtilerin bir kısmı şöyle sıralanabilir:

• Baş ağrısı,

• Baş dönmesi,

• Denge kaybı,

• Bayılma (senkop),

• Unutkanlık,

• Dalma,

• Davranış değişimleri,

• Uzuvlarda uyuşma, güçsüzlük ve his kaybı

• Yürüme bozuklukları,

• Konuşma bozukları,

• Bacaklarda boşalma hissi,

• İstemsiz kasılma ve hareketler,

• Titreme,

• Yüzde oluşan şekil bozuklukları ve uyuşma,

• Uyku bozuklukları,

• Felç,

• Bel ve boyun ağrıları,

• Göz kapağı düşüklükleri

• Çift görme, görme kaybı, yutma güçlüğü, duyu bozukluğu gibi geçici iskemik ataklar.

şağıdaki belirtilerden herhangi birini yaşıyorsanız, bir nöroloji uzmanına başvurmanız önerilir:

  • Şiddetli ve tekrarlayan baş ağrıları
  • Ani görme kaybı veya çift görme
  • Kas güçsüzlüğü veya koordinasyon bozuklukları
  • Nöbetler veya bayılma
  • Hafıza kaybı ve bilişsel bozukluklar
  • Vücudun bir tarafında ani güçsüzlük veya uyuşma

Cerrahi yöntemler, beyin tümörleri, bazı epilepsi türleri, inme sonrası beyin kanamaları ve belirli nörodejeneratif hastalıklar gibi durumlarda uygulanabilir. Cerrahi müdahaleler, hastalığın türüne ve şiddetine bağlı olarak değerlendirilir.